top of page

Kilo Al - Ver Döngüsünde Tekrar Eden Nedir?

Diyet dünyasının çokça içinde olan kişilerin aşina olduğu konulardan biri kilo alma-verme döngüsü. Bilinen bir diğer ismi ile “Yo-yo sendromu”. İsmi yoyo gibi bir eğlenceli bir oyuncağın ismi olsa da fazla kiloların verilme sürecinde kişilerin deneyimlemekten hoşlanmadığı bir durumdur. Çünkü bu süreçte gerçekçi olmayan bir yeme düzenin içine girilmiş, büyük bir çaba sarf edilmiş, aç kalarak daha fazla kilo verileceği düşünülerek zorlu kilo verme süreci başlatılmıştır. Verilen kilolar tartıda sıkı bir takip ile izlenir. “Dün 200gr vermiştim, bak gördün mü 50gr’ını almışım.”, “Bu hafta 2 kg verdim bakalım haftaya kaç olacak?” gibi bir çetele tutulur. Kilo verme sürecindeki yavaşlamalar, duraksamalar zorlu duyguların hissedilmesine yol açar. Bu da kişinin beslenme davranışı üzerinden kendisini cezalandırmasına ya da “ya hep ya hiç” düşüncesine kapılıp kontrolden çıkmışçasına yemesine yol açabilir. Tüm bu olumlu olumsuz getirileri ile kilo verme süreci tamamlanıp, tatminkar bir sonuç elde edildikten sonra erişilen kilonun tadı çıkartılmaya başlanır. Bazen tadını çıkarma hali beslenmeyi, bedeni, psikoloji izlemeyi/takip etmeyi bir kenara koymaya yol açabilir. O kadar tat çıkartılır ki bir nevi hiçbir şey umursanmaz. Alınmaya başlayan ufak kilolar ilk başta kendini hissettirmese de yavaş yavaş kıyafetler üzerinden kendini belli etmeye başlar. Beslenmedeki, bedendeki ve psikolojideki değişiklik “girilemeyen pantolon” üzerinden kendini belli eder. Bu da “Tekrar kemer sıkma vakti geldi.” demek gibidir. Bu noktada yo-yo gerçekleşir. Verilen kilonun daha fazlası geri alınır. Kiloyu bin bir zahmet ver ve tekrar al. Ver ve tekrar al. Tekrar eden bu döngü peki gerçekten nedir? Kilo almak ve vermek mi tekrarlanmakta yoksa ruhsallıkta tekrar eden bir şey mi vardır? Kişinin kendini sık sık içinde bulduğu bu durum aslında neyin tekrarıdır? Kilo alıp vermekten başka, aynı şekilde hayatında tekrar eden döngüler var mıdır? Kilo verme ve alma döngüsü ile ruhsallıktaki hangi döngü gün yüzüne çıkmaya çalışıyordur?

Laurent Folco

Yaşam konforunu bozacak düzeyde kilo almak, duygusal temelleri olan bir konudur. Beslenme davranışını dengelemekte ve stabilize etmekte yaşanan zorluk da köklerini buradan almaktadır. Duygusal temeller deyince muğlak kalıyor olabilir. Kişinin çocukluktan itibaren insanlarla, dünya ve kendi ile kurduğu bağlanma biçimi, olaylar ve hayatın ona sundukları karşısındaki duruşu, duyguları yaşama şekli duygusal temelleri oluşturur. Beslenme davranışı da hem kişinin kendisi hem de bir diğeri ile kurduğu ilişkili ile ilgilidir. Beslenme ilk anne ve çocuk arasında başlar. Bu ilk besleme eylemi, ruhsallıktaki ilk temelleri atar. Yaş aldıkça bu temel üzerine bir şeyler konulmaya devam edilir. Beslenme üzerinden kurulan bu ilk etkileşim ve iletişim kişinin hem kendisi ile ilgili hem de diğer insanlarla ilgili algısını oluşturur. Seviliyor muyum, değerli miyim? Öfke, hayal kırıklığı ve engellenmişlik duyguları karşısında ne yapıyorum? Duygusal ihtiyaçlarımı gidermek konusunda aktif miyim yoksa başkasının benim yerime gidermesini mi bekliyorum? Dünya, insanlar tamamen kötü mü? Ben ne kadar iyi ve yeterliyim? Gibi sorular ruhsallığa ve duygusal dünya ait sorulardır. Bu nedenle aşırı yemek ya da hiç yememek, beslenme davranışını dengelemekte zorlanmak temelini duygusal meselelerden alan bir konudur.

Kimi zaman insanlar ruhsallıklarında iz bırakmış durumları ve duyguları güncel hayatlarında tekrar yaşama eğiliminde olabilir.

Bu kasten, bilerek yapılmıyor olabilir. Bilinçdışının etkisiyle kişi öyle bir davranışta bulunuyordur ki (ya da kimi zaman pasif kalarak herhangi bir davranışta bulunmuyordur) veya öyle tutumlar sergiliyordur ki hep aynı şeyler başına geliyordur. Hep aynı his ile kala kaldığını görüyordur. Hep aynı kişiler hayatına giriyordur. Hep benzer hayal kırıklıkları, hüsranlar yaşanıyordur. Tekrar eden, hep aynı olan şey aslında geçmişin tekrarıdır. Geçmişte duygusal temellerin atıldığı döneme ait bir duygu, tanıdık olan his ve duygusal temellerin atıldığı evdeki alışıldık ilişki biçimleri güncel hayatın bir parçası olmuştur. Geçmiş her yönü ile şuanki yaşama yansımıştır sanki. Bir insan geçmişi neden şuana, şimdiye getirmek ister ki diyebilirsiniz. Geçmişin acı deneyimleri, duyguları neden şuanda tekrar yaşanmak istensin ki?

Geçmişte ve şuanda sorun yaratan, olumsuz hissettiren durumu tekrar tekrar yaşayarak farklı bir sonuç elde etme, her zaman olanın dışında farklı bir şey ile karşılamak ümit edilir. Benzer döngüyü sürdürerek “bu sefer farklı olacak” gibi bir inanca tutunulur.

Fakat çoğunlukla yine benzer sonuç elde edildiği için hayal kırıklığı da tekrar eden bir duygu haline gelir. Bildik, eski deneyimlerin ve duyguların güncel hayatta tekrar etmesinin bir diğer amacı da kişilerin “baş etmeyi” bildikleri en tanıdık hal olmasıdır. Kişiye zarar verse de bu bildik, tanıdık hal içinde duygusal açıdan hayatta kalmak görece daha “kolaydır”. Çünkü o durumlara özgü baş etme mekanizmaları gelişmiştir. Bu nedenle benzer döngüler üzerinden güncel bir yaşam kurgulamak, benzer baş etme mekanizmaları ile yaşayabilmek içindir. Fakat çoğu kişi terapiye, duygusal açıdan geliştirmiş olduğu savunma mekanizmalarının artık “çalışmaması” ile gelir. Bu savunma mekanizmaları şimdiki hayatında geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Bu nedenle de tekrar eden döngüler artık sorun yaratmaya ya da bazı başka problemlerin “patlak vermesine” yol açar.

Laurent Folco

Kilo verme ve alma konusunda görünen ilk şey sanki sadece kilolar gibidir. Alma-verme döngüsünde tekrar eden duygusal dünyaya ait bir tekrar olabilir. İhmal, değersizlik, duygusal açıdan görülmeme, sevgisizlik, görmezden gelinme, şiddet, küçümsenme beslenme ve yemek ile kurulan ilişki üzerinden kendini gösteriyor olabilir. Titiz, özenli şekilde beslenme ve beden sağlığı gözetiliyorken birden tüm yatırımın çekilmesini ele alalım. Beslenmenin düzenli takibi vardır. Özenli bir şekilde yiyecekler seçilir. Doyurucu olmasına dikkat edilir. Aynı bir ebeveynin çocuğunun beslenmesini, bakımını, duygusal ihtiyaçlarını gidermesi gibi. Bir ebeveynin çocuğuna ilgi ile yaklaşması gibi. Fakat aniden her şey kesiliverir. Düşünmeden, kontrolden çıkmışçasına, kişiye zarar verecek düzeyde çok yemek yenmeye başlanır. Bedene ve ruha yapılan tüm olumlu yatırımlar kesilir. Sanki bir ebeveynin çocuğunu ihmal etmesi, cezalandırması ya da tahmin edilemeyen tutarsız tutumları gibi. Sanki geçmişe ait bir dönem sahneleniyor gibidir. İlgi ve bakım gören çocuk ebeveyninin sert tutumu ile duygusal açıdan uzaklaştırılmıştır. Ebeveyninin hoşuna gitmeyen bir şey yaptığını, hatalı olduğunu düşünür. Takdir göremediğini, onaylanmadığını düşünür. Bu uzaklaştırılma ile o günün çocuğu, bugünün yetişkini kendini suçlu ve değersiz görür. Hem psikolojik hem de fizyolojik ihtiyaçlarını bastırması gerektiğini düşünür. Çünkü varsayımına göre yanlış bir şey yapmıştır. Acaba sevilmeye değer değil midir? Ancak başkası tarafından bir onay, övgü, takdir gördüğünde kendini iyi ve değerli hisseder. Benzer durum kilo verme ve alma sürecine yansır. Kendine iyi bakmaya, sağlıklı yaşamaya ve kendi yaşamına sahip çıkmaya istekli olan kişi, bir süre sonra beslenmesini “sabote” etmeye başladığını görür. Beslenmesini ihmal eder, yaşamına sahip çıkmaz ve verdiği kiloları geri aldıkça kendini eskisi gibi değersiz, başarısız ve suçlu hissetmeye başlar. Kişi kendini, kendi için en tanıdık olan duyguya bırakır. Geçmişi tekrarlar. Sanki ancak eskisi gibi hissederek geçmişe dönüp o zamanı/dönemi tamir edebilir. Eski duygu içinde yaşamak tanıdıktır. Tanıdık olanın da “konforlu” bir alan olduğu düşünülür.

Tekrar eden döngüleri, her seferinde benzer sonucun elde edildiği durumları farklılaştırmanın yolu her zamankinden farklı bir şey yapmakla ilgili sorumluluk almaktır. Kilo verdikten sonra eskisi gibi ihmalkar olmamak, fizyolojik ve psikolojik uyaranlarına kulak vermek, aksiliklere karşı cezalandırıcı olmaktan ziyade yapıcı bir tutum sergilemek gerekecektir. Bedensel ve ruhsal ihtiyaçların takip edilip, bu ihtiyaçların giderilmesi adına aktif rol üstlenilmelidir. Kilo vermek adına diyetisyen ile iş birliği kurulsa da sürecin asıl öznesi kişinin kendisidir. Geçmişten günümüze tekrar eden şeyin ne olduğuna dair kişinin kendisine merakla bakması, kilo verme ve geri alma döngüsünü anlamlandırmasına yardımcı olacaktır. Sürekli tekrar eden kilo verme ve alma döngüsü, geçmişteki hangi hissin ve ilişkinin tekrarlanmasıdır?

 
 
 

Comments


Commenting on this post isn't available anymore. Contact the site owner for more info.
  • Instagram
Klinik Psikolog Eldem Erdem

Telefon: 05435209504

İletişim

Kendinizi tanıtmak ve destek almayı düşündüren nedenleri açıklamak için mesajınızı aşağıya yazabilirsiniz.

Thanks for submitting!

bottom of page